Hedefimizde Türkiye'yi teknoloji üretim merkezi haline getirmek var

26 Mar 2024
Hedefimizde Türkiye'yi teknoloji üretim merkezi haline getirmek var

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan NB Ekonomi Teknoloji Gazetesi’nde gazeteci Volkan Akı’nın sorularını yanıtladı. Söyleşide şu görüşlere yer verildi:

TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, firmaların dijital dönüşümünü başarabilmesi için ihtiyaç duyulan 2 kilit faktörün, nitelikli insan kaynağı ve finansmana erişim olduğunu dile getiriyor. Turan, 'Amacımız, Türkiye'yi teknoloji üretim merkezi haline getirmek" diyor.

TÜSİAD BAŞKANI ORHAN TURAN'DAN

  • Kalkınma artık yüksek teknolojiye bağlı
  • Dönüşüme, bütüncül ve üst düzey sahiplenme gerekli
  • Tüm sektörlerin ortak paydası yapay zeka olmalı
  • Dijital ekonomi, ekonomik gücü belirleyen en önemli unsurlardan olacak

Rüzgarı tersine çevirmeliyiz!

TÜSİAD Başkanı Orhan Turan’a göre kalkınma artık yüksek teknolojiden geliyor. "Teknolojide rüzgarı tersine çevirmeliyiz, teknoloji üreten ve iyi kullanan ülke olmayız" diyen Turan, "Firmaların dijital dönüşümünün başarısı için ihtiyaç duyulan nitelikli insan kaynağı ve finansmanın sağlanması konuları önceliklendirilmeli. Ar-Ge ve yenilikçilik konularında özel sektörü yönlendirebilecek kamu politikaları ve desteklerinin ortak akılla bütüncül bir şekilde yeniden kurgulanması çok önemli" diyerek kritik noktalara dikkat çekiyor.

TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ile aslında uzun bir sohbet yaptık ve Teknoloji - Trendler ve Gelecek Gazetesi'nin bu ilk sayısında, teknolojinin Türkiye'nin geleceği için ne kadar kritik olduğunu adeta birlikte teyit ettik. Teknolojide rüzgarı tersine çeviremezsek, yeni dünyada da rekabet edemeyeceğiz. Burada nitelikli insan kaynağı yaratma ve finansmana erişimi de öncelikle çözmeliyiz. Bir yandan beyin göçü veriyoruz bir yandan ise finansman enflasyonla mücadeleye gidiyor. Oysa 2 önemli işimiz var; Orhan Turan bunları şöyle aktarıyor "İlki dijital teknolojiyi geliştirme ve iş yapış biçimlerine hızlı bir şekilde entegre edebilme boyutu, İkincisi ise işlerin ve istihdamın dönüşümü perspektifi".

Türk Sanayici ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Orhan Turan'ın sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:

-Artık tabanında teknoloji, dijital olmayan hiçbir şey yok... Bugünden geleceğin rekabetini yaşıyoruz aslında, şirketler açısından bu dönemi nasıl tanımlarsınız?

Değişen ve gelişen dünyaya baktığımızda yapay zeka çözümleri, blok zinciri, siber güvenlik, nesnelerin interneti gibi teknolojiler etki alanlarını her geçen gün genişletiyor. Ekonomik kalkınma ve rekabet gücünün en önemli unsurları arasında teknolojiye dayalı yüksek katma değerli üretim yapışırım entegrasyonu yer alıyor. Yüksek teknoloji ile kalkınma arasındaki bağ geleneksel sektörlerin dönüşümü ile giderek kuvvetleniyor. İster hizmet sektöründe, isterse imalat sektöründe olalım, iş ve üretim süreçlerimizde teknolojiyi monte etmediğimiz zaman rekabet gücümüzü arttırmamız çok zor.

Özellikle yapay zeka sanayiden sağlığa pek çok sektörün odak noktasında yer almaya başladı. Satış ve pazarlama, müşteri operasyonları ve yazılım geliştirme gibi işlevlerde yapay zeka ile performansın artacağı ve bu süreçte yapay zekanın bankacılıktan sağlığa çeşitli sektörlerde trilyonlarca dolarlık değerin kilidini açabileceği öngörülüyor. Dolayısıyla dijital ekonomi gelecekte ekonomik gücü belirleyen önemli unsurlardan birisi olacak.

-Gelecekte sektörler bazında ve genel olarak dünya rekabetinde beklediğiniz en önemli gelişimler neler olacak?

Dijital çağda tüketici tercihlerine ne kadar hızlı ve esnek bir şekilde cevap verebildiğiniz rekabet gücünün korunması açısından giderek belirleyici oluyor. Sektör ve ölçek fark etmeksizin dijital dönüşümün farkında olan, iş modellerini hızlıca değiştirebilen, teknolojik altyapısını ve donanımını güçlendirmiş şirketlerin yarattıkları farla gözlemleyebiliyoruz. Yazılım odaklı iş modelleri, firmaların hızla gelişmesine ve yeni pazar fırsatlarını yakalamasına, değişen tüketici taleplerini karşılamasına olanak tanıyor. Katma değer yaratılması ve verimlilik artışı açısından da üretim ve tedarik zincirlerinin yüksek teknoloji ile dönüşümü çok önemli. Örneğin, otomotiv sektörü denildiğinde artık sadece araç değil yapay zeka destekli otonom sürüşü de içeren "mobilite ve araç teknolojileri" kavramı kullanılmaya başladı. Mobilite sektörüne bağlı hizmet alt sektörünün 2030 yılında ulaşacağı tahmin edilen pazar büyüklüğü 815 milyar dolar. Mekanik otomobillerden dijital otomobillere geçişte ciddi bir yazılımcı açığı olacak. Yan sanayii ve parça pazarı açısından bu dönüşümün farkına varmak ve hazırlıkla olmak önemli olacak.

Ekonomik kalkınma ve rekabet gücünün en önemli unsurları arasında teknolojiye dayalı yüksek katma değerli üretim yapısının entegrasyonu yer alıyor.

-Türk şirketleri, yapay zeka çağında rekabete ne kadar hazır? Türkiye'nin devleti ve kurumlan ve de şirketleriyle yapması gerekenler nelerdir?

Dijitalleşmenin getirdiği paradigma değişiminin iki önemli boyutu olduğunu söylemek mümkün. İlki dijital teknolojiyi geliştirme ve iş yapış biçimlerine hızlı bir şekilde entegre edebilme boyutu, ikincisi ise işlerin ve istihdamın dönüşümü perspektifi. Şirketler açısından dijital dönüşüm için üst yönetimin dijital dönüşümü sahiplenmesi, dijital dönüşüm ile firmanın dünya ekonomisi içerisinde nasıl konumlanacağını gösteren bir vizyon ortaya koyması ve bu vizyonu gerçekleştirecek uzun dönemi gözeten ve tutarlı bir strateji geliştirmesi önemli. Yapay zeka gibi teknolojilerin potansiyel avantajlarından yararlanmak, ülkelerin hazırlıklarına ve çalışanların bu yeni teknolojiye uyum sağlama yeteneklerine bağlı olacak. Firmaların dijital dönüşümünün başarısı için ihtiyaç duyulan nitelikli insan kaynağı ve finansmanın sağlanması konuları önceliklendirilmeli.

İlaveten, dijital dönüşüme ilişkin stratejilerin etkili ve bütüncül bir başarıyı tesis etmesi için üst seviyede sahipliğe ve koordineli bir yaklaşımla hareket etmeye ihtiyaç var. Kamu, özel sektör ve akademi iş birliğinde gerekli çalışmaların yapılması; Ar-Ge ve yenilikçilik konularında özel sektörü yönlendirebilecek kamu politikaları ve desteklerinin ortak akılla bütüncül bir şekilde yeniden kurgulanması çok önemli.

-Büyük şirketler teknoloji dönüşümünde daha hızlı ama KOBİ'lerde dunun çok iyi görünmüyor... Yüzde 98 KOBİ olan bir Türkiye'de dönüşümü başarmak için neler yapılmalı?

Büyük şirketler kadar KOBİ'lerin de teknoloji kullanımlarını artırmalarını, dijital yetkinliklerini geliştirmelerini yaratılacak katma değerin yükseltilmesi açılarından kritik önemde görüyoruz. Dijital dönüşüm her sektörden ve her büyüklükteki şirket için artık bir trend veya bir moda değil bir zorunluluk Yatırım ekosisteminin katma değerli ve ileri teknolojili üretime yoğunlaşmasını sağlarken yeşil ve dijital dönüşüm unsurlarım gözetmeli, değer zincirinin kritik halkaları olan KOBİ’leri stratejik konumda ele almalıyız. KOBİ'lerin dijital dönüşüme ayak uydurabilmesi ve verimliliklerini artırabilmesi için yıllardır süregelen üretim ve iş yapma yöntemlerinde de dönüşüme gidilmesi ve dijital dönüşüm için özellikle kaynak ayrılması gerekiyor. KOBİ'lerin dijitalleşme yol haritasının oluşturulması ve uygulanmasında katkı sağlayacak bir rehberlik sisteminin de mutlaka kurgulamalıyız. KOBİ ölçeğindeki teknoloji şirketlerimizin ve start-up'larımızın geliştirdiği dijital çözümlerin takip edilmesi; büyük şirketlerimizle teknoloji ihtiyaçları doğrultusunda bir araya getirilmeleri çalışmalarımızda ağırlık verdiğimiz bir alan. Bu hedefle başlattığımız TÜSİAD SD2 Programı KOBİ ölçeğindeki teknoloji tedarikçilerimize geliştirdikleri dijital çözümleri doğru adreslere ulaştırma imkanı sunuyor.

İster hizmet sektöründe, isterse imalat sektöründe olalım, teknolojiyi monte etmediğimiz zaman iş ve üretim süreçlerimizde rekabet gücümüzü artırmamız çok zor.

-Teknoloji üreten olmadan, rekabette çok başarılı olmak mümkün değil... Burada girişimci odaklı, yenilikçilik odaklı bir dönüşüm şart görünüyor siz ne dersiniz?

İhracatımızın genel yapısında orta ve yüksek teknolojideki ürünlerin payının hala istediğimiz seviyede olmadığım görüyoruz. Bu rüzgârı tersine çevirmemiz ve küresel ölçekte rekabetçi üretimi hedefleyen adımlar atmamız gerekiyor. Girişimcilik ekosistemindeki aktörlerin finansmana erişimi ve değer yaratacak veriye ulaşabilmelerinin yanı sıra özellikle dijital iş modellerine özgü düzenlemelerin hayata geçirilmesi, teknoloji ve iletişim altyapısının sağlanması gibi alanlarda halen gelişime açık birçok nokta var. Katma değeri yüksek üretimi mümkün kılacak teknolojik dönüşümü sağlamak, bunun için de hem teknolojiyi kullanma hem de teknolojiyi ülkemizde geliştirme yetkinliğini artırmamız gerekiyor. Ar-Ge, eğitim, insan kaynağı, istihdam politikası gibi yatay eksenleri de bu kapsamda ele almalıyız. Bugün ciddi bir beyin göçüyle karşı karşıyayız. En becerikli, eğitimli, yetenekli, hayalleri olan gençlerimizi kaybediyoruz. Genç işsizliği, özgürlük alanlarının daralması, ekonomik zorluklar da bu yeni nesil göçün hızlanmasına yol açıyor. Bu durumu tersine çevirmeliyiz.

BİLİM VE TEKNOLOJİ ODAKLI BİR HİKAYE YAZMALIYIZ'

-Dönüşüm çok hızlı ve yeni trendleri yakalamak giderek zorlaşıyor. Biz enflasyon ve ekonomik dalgalanmalarla uğraşırken, bir yandan buradaki dönüşü yakalamak için, yeni bir vizyon, yeni bir Türkiye öyküsü yaratmak, bir teknoloji hamlesi mi yapmak gerekiyor?

Küresel risklerin arttığı, çevresel risklerin yanında teknolojik risklerin de öne çıktığı bir dönemden geçiyoruz. Bu süreçte dayanıklılığımızı koruyabilmemiz ve rekabetçilik gücünü artırabilmemiz sorunlara hızla çözüm üretebilme kabiliyetine ne kadar sahip olduğumuzla da doğrudan ilintili olacak. Cumhuriyetimizin 2. yüzyılında yeni bir hikaye yazmak istiyorsak bilim ve teknolojiyi odak noktamız yapmalıyız. Rekabet ettiğimiz ülkelerle aramızdaki mesafenin hızla kapatılması için doğru noktalara odaklanarak güçlendirici gerekli adımları atmalıyız.

Bilgi toplumuna dönüşümün hızlandırılmasına, inovasyon kapasitesinin artırılmasına ve tüm bu alanlarda iş birliğine daha çok ihtiyaç var. Teknolojik dönüşümü gerçekleştirecek dinamik insan kaynağı ve altyapının ulaştığı seviye, küresel tedarik zincirinin önemli bir aktörü olan iş dünyasının temel unsurlarını oluşturuyor.

Bu çerçevede geçtiğimiz sene TÜBİSAD ile hazırladığımız 'Türkiye'nin 2. Yüzyılında Yüksek Teknoloji için Eylem Çağrısı' raporumuzda dijital dönüşümü; küresel trendler, dijital teknolojiler bağlamında Türkiye'deki mevcut durum ve sektörlere etkisi gibi çok boyutlu bir perspektiften inceledik, gelişim alanlarına yönelik önerilere yer verdik. Bu alanda atılması gereken adımlara ilişkin gerekli olduğunu düşündüğümüz 18 eylem çağrısını yedi başlık altında ortaya koyduk.

Bu başlıklar;

  1. Bütüncül ve Koordineli Yönetişim ve Dijital Vizyonda Tek Sahiplik
  2. Yeni Nesil Teknolojiyi Üretecek İş Gücü ve Dijital Yetkinliği Yüksek Toplum
  3. Dijital Dönüşümü Hızlandıracak ve Uluslararasılaşmayı Mümkün Kılacak Ekosistem
  4. Doğal Afete Dayanıklı Şehirler, Yaşam Alanları ve Teknolojik Altyapı
  5. Dijital İş Yapış Şekilleriyle Uyumlu Hukuki Altyapı ve Çevik Düzenleme Mekanizmaları
  6. İnovasyonu Tetikleyen Çalışma Ortamı ve Yeni Teknolojileri Destekleyecek Altyapı
  7. Etkili Teşvik Mekanizması ve Yüksek Teknoloji Alanında

Değer Yaratan Fonlama

Tüm bu önerilerin hedefinde ülkemizi bütüncül bir teknoloji üretim merkezi haline getirmek var. Türkiye'nin dünya ekonomisindeki payı %1 iken küresel dijital ekonomideki payı % 0.1. Yeni ekonomik düzenin gerektirdiği rekabet gücünün yüksek katma değer yaratmaktan ve her alanda verimliliği tesis etmekten geçtiğini biliyoruz.

Bu çerçevede ülkemizin küresel pazarda rekabet gücünü artırmak için yeni teknolojiler ile inovatif, çevik bir dijital ekosistemin oluşturulması gereğinin altını çiziyoruz. Ekosistemin desteklenmesinde yüksek teknoloji odaklı kümelenme modelinin oluşturulması ve yaygınlaştırması katkı sağlayacaktır. Mevcut sektörlerde meydana gelen dijital devrim, bu devrimin yarattığı çapraz yeni sektörler ve alanlar kamunun, özel sektörün ve akademinin odak noktasını oluşturmalı.

Dijital dönüşüm konusunda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi başta olmak üzere kamu kurumları nezdinde yürütülen strateji çalışmaları çok önemli. Dijital dönüşümün tüm kaldıraçlarını yansıtan, ilgili kamu kurumlan, yerel yönetimler, akademi, özel sektör ve STK'ların katılımını sağlayan, tek bir sahiplikle yürütülen ve izlenen ulusal bir vizyon ve stratejik plana ve stratejilerin etkili ve bütüncül bir başarıyı tesis etmesi için üst seviyede sahipliğe ve koordineli bir yaklaşımla hareket etmeye ihtiyaç var.