TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan “Ev İçi Şiddete Karşı Şirketler Ağı" Tanıtım Etkinliğinde bir konuşma gerçekleştirdi

08 Kas 2022
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan  “Ev İçi Şiddete Karşı Şirketler Ağı" Tanıtım Etkinliğinde bir konuşma gerçekleştirdi

Orhan Turan’ın etkinlikte yaptığı konuşmanın tam metni:

Değerli Katılımcılar, Değerli Basın mensupları,

Sizleri TÜSİAD Yönetim Kurulu adına saygıyla selamlıyorum.

Bugün burada, “İş Dünyası Evi İçi Şiddete Karşı Projesi” vesilesiyle Sabancı Üniversitesi, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu ve Sabancı Vakfı ile uzun yıllardır sürdürdüğümüz iş birliğini yeni bir aşamaya taşıyoruz. Bu heyecanımızı sizlerle paylaşıyor olmaktan mutluluk duyuyoruz.

Hep vurguladığımız üzere, toplumsal cinsiyet eşitliğinin çok yönlü ele alınması gerekiyor. Kız çocuklarının eğitime erişimi, kadınların işgücüne katılımı, bakım sorumluklarının eşit paylaşımı, siyasette ve çalışma hayatında karar alıcı pozisyonlarda kadınların eşit temsili gibi tüm başlıklarda eşzamanlı ilerleme sağlamamız gerekiyor. Bunların hepsi birbiriyle ilişkili ve birbirinden ayrılmaz önemde başlıklar.

Öte yandan, kanayan toplumsal bir yara olan kadına yönelik erkek şiddetiyle mücadele etmeden, diğer alanlarda da istediğimiz ilerlemeyi sağlayamayız.

Kadına yönelik şiddetle mücadele her şeyden önce, bir insan hakları meselesidir. Bu en temel hakkı güvenceye alamadığımızda, bir kriz anında tüm dünyada bu sorunların daha da derinleştiğini gördük.

Kadınlar, pandeminin toplumsal ve ekonomik olumsuzluklarından çok daha fazla etkilendiler. Özellikle pandemi zamanında çalışma ortamlarının eve taşınmasıyla beraber, ne yazık ki tüm dünyada artan oranda ev içi şiddet vakalarıyla karşılaştık. Geçtiğimiz hafta kamuoyu ile paylaştığımız, Birleşmiş Milletler Kadın Birimi ve TÜRKONFED iş birliği ile hazırladığımız “Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Kriz Yönetimi Rehberimiz” ile bu alanda şirketlere yol gösterecek bir kılavuz oluşturduk. 21. yüzyılda, bir insanlık ayıbı olan toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti artık gündemimizden tamamen çıkarmamız gerekiyor.

Değerli Konuklar,

Kadına yönelik erkek şiddeti, kadınların ekonomik olarak güçlenmesinin önünde de önemli bir engeldir. Araştırmalara göre; ev içi şiddet, kadınların düzenli bir iş sahibi olma imkanlarını sekteye uğratmakta; kadınların eğitim almalarını ve becerilerini geliştirmelerini de olumsuz yönde etkilemektedir. Bu nedenle ev içi şiddetle mücadele, hem insan haklarını korumak hem de toplumsal ve ekonomik açıdan şiddetin yol açtığı sorunları önlemek bakımından elzemdir.

Şiddete uğrayan her birey, bu sorunla mücadele ederken yalnız olmadığını fark etmeli. Bu süreçte işyerinin desteğini hissedebilmeli. Bu deneyimi anlattığında yalnız kalmayacağını, yadırganmayacağını ve destek mekanizmalarına ulaşabileceğini bilmeli. Özel sektör olarak çalışanlarımızı kurumsal politikalarla desteklemeliyiz. Çalışanlarımızın gerekli kamusal destek hizmetlerine ulaşmasında yol gösterici ve cesaretlendirici olabiliriz. Çözümün aktif bir parçası olmak için, şiddet gerçeğinin üstünü kapatarak değil, onu görünür kılarak karşısında olmalıyız.

Toplumsal cinsiyet eşitliği için kurumsal dönüşümü işyerlerimizden başlayarak harekete geçirebildiğimiz sürece, somut ve kalıcı çözümlere ulaşabiliriz. Ne mutlu ki, bugün ev içi şiddetle mücadele için “biz ne yapabiliriz” diyen, dönüşümü kendi içinden başlatan ve diğer kurumlara örnek olan şirketler ile bir aradayız.

Şiddetle mücadelede elbette birçok paydaşın rolü var. Kamu, özel sektör, sivil toplum ve hatta bireyler olarak hepimizin atabileceği adımlar var. Etki alanımızdaki her ortamı ve platformu, toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılığa ve şiddete zemin hazırlayacak önyargılardan ve uygulamalardan arındırmalıyız. Tüm bunları gerçekleştirebilmek için kamu-özel sektör-sivil toplum-akademi iş birliklerinden güç almalıyız.

Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamaya ve şiddeti önlemeye yönelik ulusal ve uluslararası mevzuatı korumalı ve güçlendirmeliyiz. İstanbul Sözleşmesi’nin toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve şiddetle mücadeledeki önemini vurgulamalıyız. Amasız fakatsız, içinde bulunduğumuz her koşulda, “şiddete sıfır tolerans” yaklaşımıyla gerekli uygulamaları ve yaptırımları hayata geçirebilmeliyiz.

Bugün, bu sorumluluk bilinci ile yaklaşık 10 yıldır süren projemiz çerçevesinde, eğitimler alarak ve ev içi şiddete karşı kurumsal politikalar oluşturarak çalışanlarının yanında olan şirketlerimiz bir adım daha atmak için bir araya geldi. Ev İçi Şiddete Karşı Şirketler Ağı, kurumsal uygulamaları birbirimizden öğrenerek ve ilham alarak ev içi şiddete karşı mücadeleyi güçlendirmemiz için bizlere önemli bir fırsat sunuyor.

Değerli Konuklar,

Toplumsal cinsiyet eşitliği, TÜSİAD olarak 50. yılımız vesilesiyle geçen yıl kamuoyuyla paylaştığımız “Yeni Bir Anlayışla Geleceği İnşa” çalışmamızda, adil ve eşitlikçi bir toplum hedefinin esasıdır. Cumhuriyetimiz 100. yılına yaklaşırken eşit vatandaşlık kazanımına sahip çıkmalı ve kadın-erkek eşitliğinin fiilen gerçekleşmesinin önündeki tüm engelleri aşmalıyız.

Sözlerime son verirken, değerli paydaşlarımız Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu’na, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’na, Sabancı Vakfı’na ve projeyi sahiplenerek ileriye taşıyan tüm katılımcı şirketlere teşekkürlerimizi sunuyorum. Çağrımıza kulak veren ve aramıza katılmasını heyecanla beklediğimiz yeni şirketlere ve tüm katılımcılara da teşekkür ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.