Türkiye Ekonomisinde Verimlilik semineri düzenlendi

02 May 2023 İlgili Dosya
Türkiye Ekonomisinde Verimlilik semineri düzenlendi

Koç Üniversitesi ve TÜSİAD ortaklığı ile oluşturulan Ekonomik Araştırma Forumu (EAF) 2 Mayıs tarihinde “Türkiye Ekonomisinde Verimlilik” başlıklı bir seminer düzenledi. Seminer kapsamında Prof. Dr. Ufuk Akçiğit, Emrehan Aktuğ, Sina T. Ateş ve Seyit Cilasun tarafından hazırlanan “Türkiye’nin Verimlilik Raporu” tanıtıldı.

Etkinliğin açılış konuşması TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan tarafından yapıldı. Seminerde Prof. Dr. Ufuk Akçiğit, Yardımcı Doç. Emrehan Aktuğ, ABD Merkez Bankası Başekonomisti Sina Ateş, Prof. Dr. Seyit Cilasun konuşmacı olarak yer aldı.

Orhan Turan'ın toplantıda yaptığı konuşmanın tam metni:

Değerli konuklar,

TÜSİAD - Koç Üniversitesi iş birliğinde kurulan Ekonomik Araştırmalar Forumu’muzun düzenlediği “Türkiye Ekonomisinde Verimlilik” konferansımıza hoş geldiniz. TÜSİAD Yönetim Kurulu adına sizleri saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Ekonomi alanında prestijli çalışmalar üreten Forumu’muz, bu defa çok kıymetli bilim insanlarımız Sayın Ufuk Akçiğit, Sayın Sina Ateş, Sayın Emrehan Aktuğ ve Sayın Seyit Clasun ile birlikte Türkiye’nin önemli sorunlarından bir tanesi olan, verimlilik üzerine önemli bir rapor hazırladı. Bugün Sayın Akçiğit bu raporun bulgularını bizlerle paylaşacaklar. Verinin ve bu verinin doğru kullanımının fark yarattığı günümüz dünyasında, raporda elde edilen çıktıların problemlerimizi doğru ölçümlemeye ve Türkiye ekonomisine ilişkin politika tasarımlarına katkı sağlamasını temenni ediyorum.

Değerli konuklar,

“Yeni Bir Anlayışla Geleceği İnşa” başlıklı raporumuzda insanımızın, kalkınmanın hem öznesi hem de hedefi olduğunu vurgulamıştık. Geleceğin Türkiye’sinin en önemli özelliği, temelde verimlilik anlayışına dayalı ve insan merkezli kalkınma olmalı. Bu konuda toplum olarak öncelikle ortak bir anlayışa varmalıyız. İnsanlarımızın refah ve mutluluğunu yükseltmeden belki bazı dönemler yüksek iktisadi büyümeler görebiliriz fakat, ekonomik kalkınmaya erişemeyiz.

Kalkınmak için de öncelikle sağlıklı ve sürdürülebilir bir büyüme ortamına ihtiyacımız var. Bu sürece erişebilmemiz için ilk atmamız gereken adım, öncelikle enflasyonu düşürmek. Fiyat istikrarına erişmeden dengeli bir büyümeye geçmenin imkanının olmadığını her konuşmamda ısrarla tekrar ediyorum.

Bu açıdan Merkez Bankası’nın kurumsal bağımsızlığı ve iktisadi politikaların tutarlılığı makroekonomik istikrar açısından azami öneme sahip. Fakat bu koşullar da istikrarlı bir ekonomi için yeterli değil. Özellikle yirmi birinci yüzyılın ikinci çeyreğine doğru ilerlediğimiz bu dönemde, teknolojideki gelişmeleri dikkate aldığımızda, meselemiz sadece üretim yapmak da değil, ileri teknolojili ürün ve hizmetlere yönelmek ve daha fazla katma değer üretmektir. Nitekim geçtiğimiz günlerde TÜSİAD-TÜBİSAD işbirliğiyle yayımladığımız “Türkiye’nin 2. Yüzyılında Yüksek Teknoloji için Eylem Çağrısı” adlı raporumuzda da bu konuya dikkat çektik. Sermaye artışı ile belli bir üretim seviyesine erişebilirsiniz. Fakat verimlilik artışı olmadan sürdürülebilir bir katma değer yaratamaz ve emsallerinizden geride kalırsınız.

Türkiye’nin uzun yıllar neden iktisadi anlamda atılım yapamadığına daha dikkatli bakmalı ve sorunu anlamalıyız. Üretimde sadece sermaye artışının yeterli olmadığını, bir o kadar bu sermayenin nasıl kullanıldığını, yani verimlilik artışıyla sürdürülebilir bir sistem kurmamız gerektiğini görmeliyiz. Bugün dünya ticaretine baktığımızda, yüksek teknolojili ürün ve hizmetlerin payı artarken, düşük ücret, düşük beceri, düşük teknoloji ile üretilenlerin payı azalıyor. Öncelikle beşeri sermayemizi yükseltmemiz gerekiyor. Ülkemizin inovasyon potansiyelini artırmamız gerekiyor. Bunlar da istikrarlı ve tutarlı iktisadi politikalar gerektiren uzun soluklu süreçler. Oysaki bugünün Türkiyesi’nde bırakın nitelikli insan gücünü geliştirip yaymayı, beyin göçü ile karşı karşıyayız. Bir örnek vereyim; Türkiye’nin yüksek teknolojili ürün ihracatının payı 2013’ten bu yana %3 seviyelerini aşamıyor. Ekonominin bir dönüşüme ihtiyacı var. Tarımdan sanayiye, inşaattan hizmetlere tüm sektörleri ilgilendiren bu dönüşüm için eğitimden bilim ve teknolojiye, istihdamdan altyapıya, iş ve yatırım ortamından hukuki zemine bir dizi alanda çok sayıda reform yapılması ve bu alanlarda verimlilik artışına ihtiyaç var.

Sağlıklı finansmana erişimi, kayıtlı çalışmayı, verimlilik artışını, adil rekabet koşullarının iyileştirilmesini, piyasa engellerinin kaldırılmasını, ihtiyaç duyulan nitelikli işgücünün geliştirilmesini teşvik etmemiz gerekiyor.

Değerli konuklar,

Sözü daha fazla uzatmadan Türkiye ekonomisinde verimlilik konusunda sözü panelistlerimize bırakmak istiyorum, çıktıları ve yorumlarını ilgiyle takip edeceğiz. Bugün bizlere katıldığınız için teşekkür ediyor, hepinizi tekrar saygı ve sevgiyle selamlıyorum.