IFC ve TÜSİAD sosyal sorumluluk, sürdürülebilir kalkınma ve genel olarak Türkiye’de iş ortamının geliştirilmesi konularında ortak görüş ve hedeflere odaklanıyor. İmzalanan mutabakat anlaşması çerçevesinde IFC ve TÜSİAD iş ortamının geliştirilmesi, sürdürülebilir gelişim ve iklim değişikliği ile mücadele alanlarında işbirliklerini artıracak. Cinsiyet eşitliği, uluslararası ticaret, rekabetçilik, bankacılık sektörü ve sermaye piyasaları, kurumsal yönetim, dijital ekonomi ve dönüşüm alanları her iki kurum için ortak ve öncelikli çalışma alanları olarak belirlendi.
IFC Türkiye Ülke Müdürü Arnaud Dupoizat: “TÜSİAD ile ilişkilerimizi ve işbirliğimizi derinleştirme fırsatından büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Bu işbirliği, yıllardır birlikte önemli işler başardığımız Türkiye özel sektörüne desteğimizi artırmak için yeni fırsatlar oluşturmamıza ve IFC’nin küresel deneyimlerini TÜSİAD’ın temsil ettiği kurumlara aktarabilmemize imkan verecek.” dedi.
TÜSİAD Genel Sekreteri Dr. Bahadır Kaleağası TÜSİAD’ın önceliklerinin daha iyi işleyen bir demokrasi, hukukun üstünlüğü, makro ekonomik istikrar, sürdürülebilir kalkınma hedefleri, dijital dönüşüm ve sosyal ilerleme olduğunu vurguladı. IFC ile gerçekleşen yeni işbirliğinin Türkiye’nin küresel ekonomiye katkısının desteklenmesi konusunda Türk iş dünyasının analiz ve etki yeteneğinin yükseltilmesi açısından çok önemli bir fırsat olduğunu ifade etti.
Önümüzdeki dönemde IFC ve TÜSİAD düzenli toplantı ve görüşmeler yaparak işbirliği fırsatlarını geliştirecek. IFC TÜSİAD’ın öncelikli alanlarda organize ettiği çalıştay ve toplantılarda yer alacak.
Dünya Bankası Grubu üyesi IFC, Türkiye’deki en uzun vadeli en büyük uluslararası yatırımcılardan biri olarak, yaklaşık 60 senedir Türkiye’de özel sektör ile çalışıyor. Halihazırda Türkiye, yaklaşık 5 milyar dolar aktif yatırım portföyü ile IFC’nin tüm dünyada en çok yatırım yaptığı ilk beş ülke arasında yer alıyor. IFC’nin Türkiye’deki yatırımları finans sektörü, enerji ve yenilenebilir enerji ve belediye altyapı hizmetleri başta olmak üzere, Türk şirketlerinin küresel rekabet gücünün artırılması ve bölgesel ve küresel piyasalara açılması alanlarına odaklanıyor.